Sazak koyu - Kemer Marina'da mecburi istirahat

Sabah 8:30 gibi bu güzel koya tekrar gelmek üzere veda ediyoruz ve Phaselis'e gitmek üzere yol veriyoruz. Seyir izimiz aşağıdaki resimde. Bu rotada 18.5 mil yapmışız.

Fakat motordaki sarsıntı giderek artıyor. Yüksek devirde sorun yok ama düşük devirde en çok da rölantide baya aykırı bir şekilde sarsılıyor. Bir tuhaflık var diyerek sağı solu aramaya başlıyorum. Biraz istişareden sonra motor takozlarında sorun olduğuna kanaat getiriyoruz. Durum ciddi. Birisi kırıldıysa ve zorlarsak diğer takozlar da kırabilir. Bakıp kontrol ediyorum ama hangisinde sorun olduğunu anlayamıyorum. Zaten teknede 5 kişiyken 4 takoza da erişmem çok zor. Arka kamarayı boşaltıp, arka kapaktan motora erişmem lazım falan.

Sağa sola telefon derken, Antalya Volvo servisine ulaşıyorum. O dönüyor İstanbula parça soruyor. İstanbuldan var cevabı geliyor ama önler var arkalar yok... Arka takoz aramaya başlıyoruz. Bu arada şimdiye kadar güneyli esen rüzgar, şimdi kuzeyden tam kafadan esiyor. Çıralı'da demirliyoruz. sakin kafa ile bu parça işine eğiliyorum. Bir arka takoz daha buluyor Antalyalı usta. Tek bir arka takozumuz kalıyor. 1 saat sonra o da bulunuyor.

Sonra usta fiyatları ve işçiliği söylüyor. Dünya kadar para. çaresiz kabul ediyoruz. Ediyoruz ama parça İstanbul'dan gelecek, saat bilmem kaç otobüsüne verseler en erken 17'si akşamı, yani iki gün sonra elimize ulaşacak, usta da 18'i sabahı çalışmaya başlasa inşallah iş bir günde bitecek. Parça değişecek ve motor layna alınacak.

Hesapta olmayan bir aksilik ama hallolacağını biliyoruz en azından. Gene moralimizi bozmuyoruz, yolda kalmış değiliz, bir tehlike içinde değiliz. Misafirimiz var ama o da eski arkadaşımız olduğu için problem yok. Kemer'e doğru yol veriyoruz. Akşam 8'de marinaya bağlanıyoruz. Tekneyi bağladığımız gibi Kemer'e çıkıp kendimize bir masa bularak oturuyoruz bir restorana... Yarın ola hayrola...

Moraller iyi. Herkes mutlu.

Boran'ın elinde poz buzuki ile verdiği bu mekan, marinanın hemen dışında. Dünyanın en kötü buzuki çalan adamı kendisi bu şapkalı olan. Eğer hayatınızda bir şarkı dinlemişliğiniz varsa hemen anlayabiliyorsunuz adamın ne kadar kötü olduğunu. Sabaha kadar kafa şişiriyor ve biz neden bu adamı çaldırdıklarını ve de neden bizden başkasının aldırmadığını anlamakta zorlanıyoruz.