Nihayet !
Sonunda bir teknemiz oldu... Artık daha fazla beklememeye karar verdik ve fazla detaylarına girmeyeceğim kısa süreli bir pazarlık sürecinden sonra tekneyi satın aldık.
Teknemiz 2003 model bir Jeanneau Sun Odyssey 35. Fransız Marc Lombard tasarımı olan teknenin diğer seçeneklerden öne çıkmasını sağlayan bazı özellikleri şunlar:
- Geniş havuzluğu. Boyuna göre oldukça geniş bir havuzluğu var. Biz yazın teknenin içinde değil de dışında yatmayı tercih ettiğimiz için, havuzluğun yatılabilecek büyüklükte olmasını tercih ettik. Bu tercihimizden çok memnunuz zira 1.90 boyumla benim bile rahatça yatabildiğim havuzlukta geceleri yıldızların altında, tertemiz bir havada uyumak eşşiz bir konfor bizim için.
- Tüm yelken donanımının havuzluktan idare edilebilmesi. 1. ve 2. camadanlar dahil olmak üzere tüm donanım havuzluktan idare edilebiliyor olması. Sadece çok sert havalarda 3. camadan gerekirse, bir zahmet direğe kadar gitmek gerekiyor. Onun haricinde güverteye çıkmaya gerek yok neredeyse.
- İkinci bir baş ıstralyasının bulunması. Bu boy teknelerde fazla rastlanmayan bu özellik sayesinde ikinci bir floğu, daha küçük bir cenovayı veya fırtına floğunu da basabiliyoruz. Bu arma sayesinde cenovayı furlingle sarıp küçültmek yerine, tamamen kapatıp rüzgar durumuna göre uygun yelkenimizi basarak hem daha dengeli hem de daha güvenli bir seyir imkanımız oluyor. İşin güzel tarafı tekne envanterinde yepyeni bir daha küçük boy flok ve bir de fırtına floğunun hazır bulunuyor olması...
- Tekne envanterinin genişliği. Asimetrik balondan tutun da ikinci bir otopilota kadar oldukça geniş bir envanteri olması. O kadar ki, tekneyi aldıktan sonra başka hiç bir eşyaya ihtiyaç duymadan koca bir sezonu geçirebildik ve 1200 mil gibi de toplam yol katetmişiz. Minik bir jeneratörümüz (1 kw-2 zamanlı Honda) bile vardı.
- Teknenin geçmişi. Biz ilk sahipleri olan Fransız yaşlı bir çiftten aldık teknemizi. Bir de Ginomarin isimli broker firmasını kullandık. Broker firmalar bizde pek tercih edilmese de, (eskiden emlakçıdan eve alınmaz veya kiralanmazdı ya...) aslında işini iyi yapan köklü bir firma bu işi çok kolaylaştırabiliyor. Her neyse; bizim Fransız çift, tekneyi Fransa Atlantik kıyısından, oturdukları bölgeden alıp, bütün Akdeniz'i, Kuzey Afrika dahil, dolaştıktan sonra, Türkiye'de, sağlık sebebi ile satmaya karar vermişler. Teknenin jurnalinden tüm geçmişini takip edebilmemiz mümkün oldu. Ayrıca; bizim için tüm Akdeniz'i dolaşmış bir tekne denizci bir teknedir ve kendini kanıtlamıştır. Her ne kadar, bu tekneler marka itibarıyla kendilerini defalarca kanıtlamış olsalar da, insanın kendi bindiği teknenin tecrübesi, bizim gibi yeni denizciler için ayrı bir güven veriyor.
Devam edecek....