Kekova - Finike Marina

Ertesi sabah 10:30 gibi demirimizi alıyoruz. Hedef gene doğu; Finike Marina. Arada bir de Kale'ye uğrayalım diyoruz. İzlenilen rota aşağıda. Bu rotada gene 23.5 mil yapmışız.

Önce körfezin girişine kadar gelip oldukça tehlikeli, sığlıklar ve kayalarla dolu gözüken girişini inceleyip, Sadun Boro'nun giriş tarifiyle karşılaştırıp, tereddüte düşünce de "dur bakalım" deyip, körfezin dışında, daha doğudaki kaleköy'e yol veriyoruz. Kaleköydeki iskelelere yaklaşınca burasını da çok sığ bularak, "böyle olmaz" düşüncesiyle ve biraz da; "buranın bir girişi varsa, biz de gireriz" diyerek tekrar körfez girişine yol veriyoruz. Bu sefer dikkatle çok yavaş seyrederek giriyoruz. Burası hakkaten öyle "ver gazı geç" tipinde bir giriş değil, dikkatli olmak gerekiyor.

Neyse girişi takiben belediye iskelesinden bize el sallayan adama doğru yol veriyoruz. Bizi illa içeri almak istiyor, dışarısı dolu diyor. Yaklaşıp soruyorum içerisi kaç metre; 2 metre abi gel diyor. 2 metre de bizim tekne de 1.85 salma var nasıl olacak bilmiyorum ama bakıyorum içerde 1-2 tane bizim boyda yat bağlanmış. Hadi bakalım diyerek giriyorum. Manevra esnasında biraz sahile yakın kaysak oturacağız ya da dibe değeceğiz. Derinlik bir ara 0 gösteriyor, pervanenin dönüşü dipteki çamur deryasını kaldırdığından dibi görmek mümkün değil. Ama kazasız bağlanıyoruz neyse. Elektrik su dahil 35 tl makbuzlu. Veriyoruz. Tuvalet umumi tuvalet, pis ve paralı.

Böyle durumlarda kesinlikle sahilden direktifler veren, şöyle yap böyle yap diyen adamları dinlememek lazım. Ana kural; merak ettiğin şeyi sor, verileri onlardan al ama manevrana kendin karar ver ve uygula. Gözlemlemeni iyi yap. Görevli sana uysun, sen ona değil. Bizim başımıza gelmedi şükür ama çok duyduk; "gel abi, sancaklı gel abi, hafif iskele abi, hoop ezdin oniiii" şeklinde maceraları başkalarından. Sen oturduktan sonra da gelip, çok kolaylıkla pardon diyebiliyor bu insanlar. Abi geçen yağmur çok yağdıydı da demek dipte çamur birikmiş falan diyerek....

Yanlış anlaşılmasın, bu insanların hemen hepsi (Arada; "şunu sıkıştırayım şuraya da, öbür tarafa bir başka tekne daha alırım" gibi otopark değnekcisi zihniyetinde olanları da çıksa da) iyi niyetle yardım etmek peşindeler, ama işte, bazen bilgi ve tecrübeleri sizin sandığınızın/beklediğinizin çok altında olabiliyor. Sancak yap, yol kes, yol ver falan diyen adamı hemen susturun derim. Manevranızı siz planlayın ve yapın sonra da ona koltuk halatınızı şuradan almasını söyleyin.

Üçağız'da, Nazlı mozole'nin yanında.

Burada 3 saat kadar kalıp gezdikten sonra tekrar doğuya doğru yola devam ediyoruz. Bu sefer doğuda kalan adının kuzeyinden devam ediyoruz, adanın hemen kuzeyindeki küçük girintiyi yokluyorum demirleyebilir miyiz diye ama tabi ki dolu... Devam ediyoruz. Güzel bir seyirle ve şurada küçük bir yüzme molası verdikten sonra;

rahat bir seyirle (artık bordadan gelen ölü dalgalara alıştık) Finike marinaya varıyoruz.

Finike marina'da Cankız'ın bayan mürettebatı...

Finike marina sıcak(iyi anlamda) küçük bir marina. Bizim hoşumuza gitti. Portakalı dedikleri kadar var. bambaşka bir tadda. Hiç bir yerde yediğimize benzemiyor.

Finike marinanın bir güzel sürprizi daha oldu bize. Hanımla pazara giderken peşimize iki tane köpek takıldı ve yaklaşık 5 km lik bir yürüyüş ve 1.5 saatlik pazar alışverişi sırasında bizi takip ettiler. İnanılmaz. Köpeklerden biri üç ayaklı. Diğeri onu da kolluyor karşıdan karşıya geçerken falan. Bizim çok hoşumuza gitti bu durum, sonradan bir yaşlı alman bayanla konuşurken durumu anlattığımda, kadın onlar beni de her seferinde takip ediyorlar, pazara giden herkesi takip ediyorlar demez mi ? Biz de sanmıştık ki özeliz.

Ama olsun, yolu Finike marinaya düşenler bu zevki de muhakkak yaşamalı. Köpeklerin yanından geçip dışarıya doğru yürüyün, onlar otomatikman peşinize takılacaktır. Nereye giderseniz gidin dönene kadar peşinizden ayrılmayacaklar göreceksiniz...