24 Mayıs 2012 Perşembe

İlk tecrübe seyrimiz ve teknenin ilk hali...



Bu videoyu arşivden bulup çıkarttım. Tekne ilk alındığında, daha bakıma girmeden ve üzerindeki değişiklikler yapılmadan, olduğu gibi karadan alınıp denize indirilmiş ve İstanbul'dan arkadaşım Volkan ile beraber 3 günlük bir tecrübe seyrine çıkmıştık. Amaç tekne ile denizde kalıp, seyirde, demirde, motorla seyirde, yaşam alanlarında, bağlanma yerlerinde tecrübeler edinerek; hem teknenin eksikliklerini daha iyi anlamak, hem de huyunu suyunu öğrenmek idi.

İyi ki de yapmışız; her yönden çok faydalı oldu. Teknede bir eksiklik çıkmadı; aksine tekne bize nasıl bir denizci olduğunu da gösterme fırsatı bularak, adeta bize nisbet yaptı.

Mayıs ayında Marmaris'ten haraketle, 3 günlük süre içinde, gece seyri yapmadan, Bozukkale'ye kadar gidip geldik. Denize adam düştü manevrası dahil, çeşitli manevralar denedik. Çeşitli yanaşma ve demirleme çalışmaları yaptık.

Hava harika idi ve 15-20 knt rüzgarlar eksik olmadı. Armaya yüklenmemek için rüzgar 15 knt'u geçtiğinde, 20 knt'u görmeden ana yelkene 1. camadanı vurduk.

Asimetrik balonumuzu deneme fırsatımız dahi oldu.

Bu tecrübede, alıştırma yapmak için girip, demir çalışması yaptımız bir koydan çıkışta, bendeniz demiri tam sonuna kadar toplamadığım için ve de kavaletanın gevşek kalmış olması yüzünden, 70 metre derinlikte, demir suya düştü ve ben müdahale edene kadar, arkasından 40 metre 10 luk zinciri ve 10 metre kadar da halatıyla beraber denizin derinliklerinde kayboldu. Allahtan hırça mapasına bağlı ucu da demiri ve zinciri kaybetmedik. Kaybetmedik ama sonradan, demiri tekrar yukarı alana kadar, 3 saat boyunca yaşadıklarımızı düşününce, acaba hepten batıp gitseydi daha iyi olur muydu diye düşünmedik de değil...

Derinlik 70-80 metre, bizim zincir ve halat 50-60 metre, yani dibi bulmuyor. Demir tutmuş durumda değil yani, bütün ağırlık ırgatın üzerinde. Bizim ırgat bu ağırlığı çekemedi. Sigorta attı. Yedek sigorta var mı yok mu, varsa nerede belli değil, bypass etmek istemiyoruz elektrik düzeneğini de. Elle çekmek mümkün değil kıpırdamıyor bile. Çaresiz çeşitli bağlarla, (Volkan sağolsun) cenova vinçlerine taşıyarak, en sonunda hallettik ama bir 3 saatimizi harcamış olduk; kan ter içinde de yorulduk...

Ama ben önemli bir ders almış oldum ve bundan sonra da benzeri bir olayı asla yaşamadık. Her seferinde kavaletenin sıkılığından emin olup, demir alırken ırgata minimum yük binecek şekilde motorla yardımcı olarak demirimizi alıp, baştaki yerine tam olarak yerleştirdik.

Demir konusu da önemli bir konu bence. Buna da ileride bir ara değinip, kendi görüşlerimi, uygulamalarımızı ve tecrübelerimizi paylaşmayı düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder